vazgeçmiş ve dersini almış. ve inanacak her şeyini kaybetmiş

Kendini beğenmiş, her zaman kendi istediği olsun diye düşünen zavallı et parçasının tekisin. O kadar ki hayatını sahte gülümseler, sahte insan ilişkileri üzerine kurmuşsun. Hiçbir zaman içten değilsin ama insanlara yakın görünmek için yapmayacağın rol yok. Seni et parçası gibi kullanıp atmaları bile umrunda değil.
Ama en çok kendime kızıyorum. o gün bana tüm hayatını anlattığında gerçekten içten biri olduğunu sanıp ağlamıştım. Sikilip atılacak bir orospudan başka bir şey değilmişsin. gerçi buna bile aldırmazsın sadece ilgiyi eksik etmesinler yeter ki. ilgi için her şeyi yaparsın.

bugün yakınlarımda akşam için restorana yer ayırtırken duydum. oysa ben bir yere gidelim dediğim zaman zamanım yok diye bahane uyduruyordu. ayrılır ayrılmaz birini bulmuş. zaten şüpheliniyordum benleyken de, şimdi şüphelerim doğru çıkmış oldu.
ne biliyim her seferinde alışırım diyorum ama o kafadan aşağı kaynar sular dökülmesi meselesi her zaman oluyor. uzun zamandır umutsuz ve depresyondayımda. gerçi o da biliyor bunu ve hiç umrunda olmadı. beni en çok üzense artık hayatta gerçek sevgi aşk gibi şeylerin olmadığına inanmaya başlamam oluyor. sanırım giderek birgün mutlu olucam herşeye rağmen yalanına artık inanmıyorum. oysa ki bu yalan beni hayatta tutan tek şeydi.

Bazen mecburidir.
Uzun zaman sonra birine gerçekten aşık olmuştum. Sürekli en ufak şeyde konuyu ayrılalıma getiriyordu. Bende bunu en son dediğinde kabul ettim.
Birkaç gün geçtikten sonra, bir anda bana zamansızlıktan yakınan kızın başka erkeklerle sarmaş dolaş orada burda partilerken gördüm.
Onu özlüyor muyum ? deli gibi. Ama özlemimin önüne grurum geçiyor. her ne kadar özlesemde artık imkansız olmuşuz.

bazen siktir etmek gerekiyor sanırsam...

lustral ve prozactan sonra başladığım yaklaşık 1 ay kullanıp aniden bıraktığım sonra bugün itibariyle yeniden başladığım ilaç. Kendimde 1 ay boyunca kullanırken birazcık çene kasılması hariç hiçbir yan etkisini görmedim. Aniden bırakınca da bir yan etkisi olmadı. Ama yinede doktorunuza danışın kullanırken.

gerçekten depresyonu olan adamda bir sik yapmaz. en azından bende yapmadı. aylarca da kullandım üstelik. parol içseydim bu zamana kadar daha çok etki ederdi.

yaklaşık kendisiyle 15 seneyi doldurduğuma göre şöyle açıklayabilirim :

Göğüsün ortasında bir boşluk hissedersin. Karadelik gibidir. Ne yaparsan doymayan hep daha fazlasını isteyen bir kara delik. Nereye gitsen seninle gelen asla peşini bırakmayan biri kara delik. ilaçlar alırsın, farklı yollara gitmeye çalışırsın, bu sefer değişicem dersin ama o kara delik hala oradadır. Hatta giderek büyür . Nefes aldırmaz olur. Kimse de görmez bu boşluğu. Sadece sen görürsün. Kime anlatsan inanmazdır da. intihar dolaşır aklının kıyılarından sadece. Ve bir de kaybettiğin zaman umudunu. işte o boşluk seni daha da çeker içine.

Bir boka yaramaz. bende hiç etki etmedi.

maalesef olmamış oyundur. Tamam grafikleri harika, oyun sunumu müthiş, hissiyat falan filan çok çok iyi ama bu oyun god of war değil amk.
Diğer 2018 yılında çıkanıda öyle.
God of war dediğin oyun, sana içerisinde yaşattığı öfke, intikam duygusuyla seni kamçılayan bir seriydi. Ana karakter öfkeden deliye dönmüş önüne geçeni en brutal şekilde katleden bir faşist sparta ordusu genaraliydi 2018 'deki oyunla birlikte last of us'un tanrılı versiyonuna dönmüş.
Yunan mitolojisinden iskandinavya'ya geçmesi zaten başlı başına bir para tuzağıydı.
Oyun iyide keşke başka bir karekterle başka bir oyun olarak çıkarsalarmış şu son iki seriyi. God of war isminin geçmesi tam bir ''abi işi riske atmayalım tutmuş nasıl olsa bir şekilde devam ettirelim'' üzerine kurulmuş. bütün serinin hayranı olarak bence çok güzel bir oyun ama cidden god of war değil bu.
Sırf gow öfke demek değil, epik savaş demekti burada ikide bir bir yere giderken sırf vakitini alsın diye düşman çıkıyor. Tamam diğer oyunlarda da bu vardı ama engel değildi. Burada engel niyetine konmuş.
Ayrıca god of war'ı god of war yapan en önemli iki detay daha vardı bir beceri, oyunda öyle strestli anlar olurdu ki o bölümü geçmen için soğuk kanlı olman ve bir kabileyit edinmiş olman gerekirdi, defalarca bana gamepad'i attırdı. Stresinden durdurup durdurup oynardım,
ikincisi ise bulmacaları, olum oyunda adam akıllı bulmaca yok lan. Sadece baltayla orayı vur şu olsun. Diğer oyunlarda adam akıllı platform mantığıyla geçerdin bulmacaları, boss öldürürken bile bir puzzle şekli kavramı hissiyatı vardı. Kafa çalıştırmak gerekiyordu.
Kısacası artık oyun olsun, film olsun artık belli tutmuş şeyleri önümüze ısıtıp ısıtıp koymayın. Hikayeyi bağlayacak elde tutulur bir yanı bile kalmamış. Çok zor değildi kratos yerine iskandinav mitolojisinden bir karekter koyup yine aynı hikayeyi ve sunumu yaşatmak. Tabi bu risk ve oyun stüdyoları artık böyle bir riski almayı istemiyor.
Gerçi bu da Assasin's Creed'e döner yakında iskandinav biter mısıra gider o biter hint tanrılarını keserler. Artık birbirinin tekrarı şeyler yerine bu kadar güzel oyun ekibi teknoloji ve para varken yeni efsane seriler yaratmak gerek.

Özür dilemek erdemdir erdem olmasadına da , erdem dediğin kavram kişiye göre değişiklik gösterir.
Özür dilemenin anlamını bilmeyen birine karşı kesinlikle yapılmaması gereken bir eylem. Onun yerine olmamış gibi davranın. Çünkü karşındaki kişi %49 haksız sen %51 haksızsan özür dilediğin an karşındaki senin haksızlığını %100 kendi haksızlığını %0 olarak görüyor.

Sadece Türkiye'de değil dünyada geneliyle Tinder amaçlı kullanılıyor. Hele erkekseniz kimse sizi host etmek istemiyor gay dayılar hariç. Zaten site 2010'lu yıllardaki amacından bayağı sapmış durumunda. Ne hang-out'lara katılan oluyor ne de kültürel değişim olsun diye birbiriyle iletişime geçenler kalmış sitede.

Bu adamla ilgili ''Komedyenin yönettiği ülkeden ne olur, ülkesini savaşa sürükledi'' şeklinde yorumlar yapılıyor. Adamın ülkeye savaşa sürüklediği falan yok. Birincisi bu savaş değil rusya'nın direk olarak işgali. Ayrıca bu kuşatma neredeyse 8 yıldan fazla sürüyor bu herif başa 2019 yılında geldi. Adamın zaten başkan oluş olayı zaten ayrı bir hikaye orası neyse ama adam mevcut durumda yapabileceği en iyi hamleleri yaptı. Rusya'yı kışkırttı falan ayağına girmeyin rusya'nın tek istediği ex-sovyet ülkelerini belarusta, kazakistanda, kırgızistanda, türkmenistanda olduğu gibi kukla bir devletle yönetmek. Ukrayna buna karşı gelincede cezasını kesmek istedi. Eminim baştaki hedefi de 2. bir Gürcistan vakası aratırız oradaki topraklara da çökeriz şeklindeydi. Ama putin bu sefer tuzağa büyük düştü. Hem ekonomik olarak rusya çok zor duruma düştü, hem zaten rus vatandaşları böyle bir müdaheleyi desteklemiyor hem de putin yeni yüzyılın ''hitleri'' yani kötü adamı oldu. artık o koltukda durması çok zor bence. Zelenskiy ise komedyen olmasını falan bırakın taşaklı herifmiş. Güçlü bir ordunun karşısında öleceğini bile bile karşı durmak mangal gibi yürek ister. Helal olsun ukrayna halkınada bu herifede. iyidir veya kötüdür fark etmez vatanseverdir.

Çekinmek bu hayattaki size bir şeyleri kaybettirecek en büyük şeydir.

Çekinirsin konuşamazsın karşındaki kişi kendini haklı sanır.
Çekinirsin konuşamazsan olan fırsatı kaybedersin.
Çekinirsin konuşamazsın hiç bir fırsat yaratamazsın
vb...

Çekinmenin nedeni insanları beyninizde bir statüye oturtmanız ve o statüyü de kendinizden üstün tutmanızdır.

Yapmayın, sonra pişmanlık olarak döner kimse kimseden üstün değildir.

gerekli şartlar altında size bir davranışı gerçekleştiren insanlar her ne kadar sonradan pişman olduğunu vb. söylese de aynı şartlar oluştuğunda yine aynı davranışı gerçekleştirecektir.

2. şansı anca salaklar verir

Hep daha iyisini, hep daha fazlasını...

insanlar çok sikik amk iyi davranmaya yada alttan almaya gelmiyor kendini bir bok sanıyorlar. Bir kere taviz verdin mi değer verdin mi kendilerini öyle bir mertebeye koyuyorlar ki yaptıkları her şeyi kendilerine hak olarak görüyorlar.

Amk öyle bir durumdayım ki siktirip gitmek istiyorum her şeyi bırakıp ama günün sonunda dört duvar içinde kalıyorum yine. Tüm dünya bana sırtını dönmüş gibi.

Bunu fark ettiğiniz an olay artık kangrene dönüşmüş bir vücudun parçasına benzer. Zaten çürümüştür, üzerinizde tutmaya gerek yoktur koparıp atın.

Bu durumda davranılabilecek en iyi durumda budur. iletişiminizi kesin o insanlarla hatta selamı sabahı bile kesin siz siklemeyen olun, çünkü emin olun bir kere bu duruma düştüyseniz ne yaparsanız yapın bunu düzeltemezseniz sadece daha çok acı verir size bu tür insanların arasında kalmak.

Yeni arkadaşlıklar kurmaya çalışın zaten sizi arasında istemeyen adamlardan size dost olmaz. Hiç hayatınızda olmamışlar gibi devam edin yaşamınıza.

Her şeyin ve herkesin alternatifi vardır bu hayatta, insan biraz da yalnız kalmalı hayatının bir dönemi için ki insanları tanısın bence.

Tütün ve içki içmeyen ölmüyor diyen kardeş o zaman ekmek ve su hariç bir şey de yeme onlar seni hayatta tutar geri lüks sana. Gerçi sürekli makarnayla beslenmeyle ulaşılabilecek bir akıl yapısına ulaşmışsın ama neyse...

Türbanlı bacılarımı üniversitelere almadılardan ne farkı var şunun ? Sırf kendi ideolojine uymuyor diye herkes senin gibi yaşamak zorunda mı ?
isteyen içer istemeyen içmez 18 yaş altına satılmıyor zaten 18 yaşında olup içenin sağlını düşünmekte sana mı kaldı ? Sana ne olum milletin bedeninden sana bir baba değmiyor başkası içince . senin sorgulaman gerek 2 lira bile etmeyen ürünü niye 27 liraya satıyorlar olmalı.

Ona bakarsan cipste zararlı 50 lira olsun sizin mantalite bu.

Yurtdışında yaşıyorum harbi bakınca doğduğum ülkeye bizim memleketin vatandaşından bir şey çıkmaz ki arkadaş bırak siyasiyi falan.

Ulan yurtdışında yaşamaya başlayınca anladım akşam üstü çıkıp arkadaşlarla bir kafede bulunup iki bira içmenin lüks olmadığını hafta onu gece kulübüne gitmenin zenginlik gerektirmediğini. Öyle burada çok kazanan biri değilim ha ama burada kimse 2 birimlik ürünü özel tüketim altında 27 birime satmıyor. Mekanda 3 katı fiyat söylemiyor.

Yakın zamanda kendisini siklemeyen birini, siklememesi gerektiğini tecrübeyle öğrenecek bireydir.

Çocukluktan beri kafamın bir kenarında var olan bir istek bu. ilk olarak 12-13 yaşlarında başlamıştı şu yaşıma kadar devam ediyor. En büyük etken sanırım aşırı mutsuz bir ailede sürekli hır gür, kavga içinde büyümüş olmak oldu benim için. Eğer ancak böyle bir aile içerisinde büyüdüyseniz ne dediğimi anlayabilirsiniz.

insanın en büyük arzusu biri tarafından tamamen anlaşılmak oluyor tabi çevren senin gibi yetişmediği için hep farklı kalıyorsun onlara göre, ben merkezci olamadığından dışlanan olarak kalıyorsun.

Beni bu düşünceyi gerçekleştirmekten uzun süre uzaklaştıran geleceğe olan bakış açımdı. Yani gelecekte hep mutlu olacağımı her şeyin değişeceğine inandırmıştım. Bunun olmadığını anlayınca çevremi suçladım, sonra başka bir ülkeye taşındım değişen olmadı .Her şeyden uzaklaştım bu düşünceden uzaklaşamadım. Sonra farkına vardım galiba bir şeyler bende kimyasal olarak farklı.

intihar bir hata mı yoksa kronik mutsuzluğa bir çare mi şu an bile emin değilim.

Mücadelenin yanında vazgeçmeyi de bilmeli mi insan ?